gece

“Ey affetmeyi seven Rabbim, sil göz yaşlarımı…
Sen teselli et beni, serinlik sun şu bağrıma… Vardır
bunda da bir hayır… Hayırlı kederlerimi sen sevdir bana!.. Tıpkı
geceye saçılan yıldızlar gibi, Ömrüme ışık olsun, sıkıntı anlarımda
ettiğim dualar.. Hüzünlerde olgunlaştır beni…
Cahilim çok cahilim… Sen yolum ol! Sen sonum ol!…”
Hz Mevlana

*****

Cheers R., XXX

Walk Off The Earth

Böyle kendini aşmış performanslar sergileyen insanlar var dünyada…Resmen ağzım açık izledim..Bayıldım.

 

Video

Anadolu Ulaşım – Yeni Gelişmeler Var

Az önce yine bilet almayı denedim…Lanet koltukların hepsi rezervasyonlu yine de istediğim koltuğu satın alamıyorum. bakınız:

Fakat bir gelişme var uzun uzun durumu anlatıyorlar….Zamanlama noktasında sıkıntı hala devam etse de…Kredi kartı ile ilgili tüm detayları girdikten sonra gelen uyarı ekranı hala beni benden alıyor…

Aida’m için..For mano Aida…

2006. Gerçekten hayatımın dönüm noktalarından biri. Neden olmasın deyip evimi 2 tane Litvanyalı Erasmus öğrencisine açtığım yıl..Sonra zaten hiçbir şey eskisi gibi olmadı…Birbirimizi tanıdık…çok sevdik..çok şey paylaştık o kısa 3 ayda..Aida 32 yaşındaydı..Tatlı mı tatlı oğlu Matas (Matukas) vardı benim gelecekteki kocam dediğim 🙂 Annesi vardı..Oğlunu annesine emanet edip gelmişti…Ne çok eğlendik Allah’ım o yıl..Kültür alışverişinin dibine vurduğumuz yıldı..Kristina & Aida ve ben…

***

6 yıldır Aida ile yüzyüze görüşme fırsatımız olmadı..En son ben Çek Cumhuriyeti’nde değişim programım bittiği yaz Haziran’da gördüm Aida’yı…

***

Dün Aida’dan bir mail geldi.. Annesini kaybetmiş…6 yıllık uzaklık veLitvanya-Türkiye arasındaki mesafe sıfır oldu. Ağlamaya başladım…

***

Sayemizde tanıştığı ve sevdiği gruptur Duman…Onun için gelsin aşağıdaki parça…Maziuke, this song from Duman is for you…Myliu taves maziuke mano!!! buk ramus su manim esi saugus (do not forget 😉

 

now you’re just somebody that I used to know.

Çoook sert. Gerçekten.

 

Kronik Vaka

Uzun zamandır yazmadım-yazamadım..Farkındayım..Ama bugün  “yazmazsam çatlarım” modundayım o yüzden geçtim klavyenin başına…Bahar hafiften o tatlı yüzünü göstermeye başladı…Hava hala soğuk..Benim baharın gelişine bu kadar ikna olmam da alerjilerimin artmasından..Gerekli gereksiz hapşurmalar ve kronik ürtikerimin bir hayli artması…Beni uzun süredir tanıyan arkadaşlarım bilirler ufacık bir cizik atsam koluma şişer..Saçım boynuma sürtse bilinçdışı kaşınırım..Sonrasında karşımda gözleri sonuna kadar açılmış ve şok geçiren insanlar “Gülfiz ne olddduuuuu, boynun kıpkırmızı” diye cümleler kurarlar…Yıllardır o kadar sıkıldım ki bu tepkilerden “aaa neden kaşıyorsun çok fena şişmiş” ya da “ne oldu kıpkırmızı olmuşsun” diyen biri olursa “sana uyuz oluyorum ondandır” dememek için kendimi zor tutuyorum. Ve işin kötü tarafı toz dışında neye alerjim var bilmediğim ve henüz keşfedemediğim için tedavi anlamında da hiçbir şey yapmıyorum..Sinir bozucu ama kimi zaman body art olarak kullanabildiğim bu özelliğimle yaşamaya devam ediyorum 😀